“Bismillâhirrahmânirrahîm”

Fransız cumhurbaşkanı, İslam dini de dahil olmak üzere tüm ilahi dinlere ve sembollerine saygı duyan dünyadaki milyarlarca insanın duygularına ve yüz milyonlarca Müslümanın duygularını önemsemeyerek Müslümanlara ve İslam Peygamberi’ne (S.A.V) karşı nefretini hâlâ dile getiriyor.

Suriye İslam Konseyi daha önce Macron’un kötü niyetli açıklamalarını ve tutumlarını kınayan bir bildiri yayınladı ve birçok hükümet, kurum, dernek ve dini konsey bu anlamsızlığı kınadı.

Müslümanların en büyük ikinci din olduğu ve milyonlarca yaşadığı Fransa’nın sosyal dokusunu korumak, İslam ülkeleri ve dünyadaki halklarla birlikte devletinin çıkarlarını korumak için siyasetin bilge insanları arasında pozisyonundan çekilmesi ve açıklamalarını değiştirmesi bekleniyordu. Ama Saldırganlığına devam etti ve zorbalığı arttı. Müslümanlara aşırılık ve terörizm, peygamberlerine ise kendisine saldıran karikatürleri onaylayarak ve bunu sözde demokrasilerinin değerleriyle onaylanmış kişisel bir özgürlük olarak görerek zorbalık yaptı. Öylece Danimarka’da yaklaşık yirmi yıl önce yaşanan “saldırı çizgi filmleri” nin başarısız deneyimini tekrarladı.

Bu zorbalık karşısında Suriye İslam Konseyi şunları vurguluyor:

Birincisi: Macron milyonlarca Müslümanın duygularını küçümsüyor, din mensupları arasında nefret duygularını körüklüyor, aynı ulusun insanları arasında bir arada yaşama tehdidinde bulunuyor, medeniyetler çatışmasına katkıda bulunuyor, seçim için Fransa’da aşırı sağı kazanmaya çalışıyor ve tüm Avrupa’da Müslümanları taciz etmeye ve onlara saldırmaya teşvik ediyor. Bu da, Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinde belirgindi ve Müslüman camilere yapılan saldırı ve kapatılmalarıyla örneklendi.

İkincisi: Macron ve benzer siyasetçiler, Müslümanların, dindarlık derecelerine ve İslam’ın kanunlarına bağlılıklarına bakılmaksızın, Peygamber Muhammed’i (S.A.V) ne kadar sevdiklerinin farkında değiller. Bu siyasetçiler, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların öfkeyle ayağa kalktığı olaydan (İslam Peygamberine hakaret eden karikatürler yayınlamak) ders almadılar. Bu da, çeşitli resmi ve popüler düzeylerde belliydi. Bu saldırgan provokasyonlar Müslümanları Peygamberine (S.A.V) sevgiden, dinlerine ve öğretilerine dönüş dışında artırmadı, bu nedenle İslam halklarını Peygamberlerine destek olarak bu saldırıya öfkelerini barışçıl bir şekilde ifade etmeye çağırıyoruz.

Üçüncüsü: Değerlerin ve ilkelerin dilini anlamayanlara, çıkarlar diliyle güzel bir ders verilmelidir. Bu açıdan Suriye İslam Konseyi, genel olarak İslam dünyası halklarına, özelde Suriye halkına ve İslam dünyasındaki tüm ticari kurum ve şirketlere Fransa’ya inanılmaz kazançlar getiren otomobil ve parfüm dahil Fransız mallarını boykot etmeye çağırmaktadır. Bu bazı ülkelerde başlamış durumunda. Bu yüzden bu düşüncesiz, halkına ve yönettiği ülkeye bir bela olacağını anlamalı, İslam Ümmetine ve büyük peygamberine karşı kaybedilen bir savaş açtığını bilmelidir. Böylece kalplerinde hastalık olanların tiranlıklarında ve saldırganlıklarında ısrar etmesinler.

Son olarak, hatipleri önümüzdeki Cuma hutbeside bu büyük elçinin (S.A.V) sevgisi ve erdemleri hakkında konuşmaya, bu provokasyonları ve zaman zaman duyulan uyumsuz sesleri kınamaya davet ediyoruz.

Yüce Rabbimiz, nefret edenlerin nefretini kendilerine geri çevirsin, hakikat ve din sözünü yüceltsin ve Elhamdülillahi rabbil alemin.

Suriye İslam Konseyi
Pazar- 25 Ekim –2020