Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

 İnsanları tek bir nefisten yaratan, birbirlerini tanımaları için onları kavimlere ve kabilelere ayıran Allah’a hamd olsun; Salât ve selam insanları ırk, renk ve dil ayrımı gözetmeksizin eşitleyen, takvayı aralarındaki üstünlüğün ölçüsü haline getiren peygamberimizin üzerine olsun.

Suriye İslam Konseyi, Türkiye’de Suriyelileri ve diğer farklı arap ülkelerin vatandaşlarını kasıp kavuran ırkçılık dalgasını kınamakta ve Aşağıdakileri açıklamaktadır:

Birincisi: Irkçılık, sızdığı toplumları yok eden bir hastalıktır ve yayılırsa sonuçları, sosyal güvenlik ve sivil barış açısından ve tüm siyasi, sosyal ve ekonomik düzeylerde felakettir. Bu hastalık işin başında kesin bir şekilde tedavi edilmedikçe, ümmetin bütün bedenine yayılırsa vücudu yok edene kadar durmayacaktır. Türk toplumu, çeşitli bileşenleriyle, hukukun, adaletin ve yükümlülüklerin olduğu bir devletin gölgesinde toplumsal barışa ve taassubun yıkılmasına bir örnektir.

 İkincisi: Suriye İslam Konseyi, sadece söyleyenleri temsil eden iğrenç ırkçılığı ifade eden seslerin yükselmesini ve sadece mecbur kaldıkları için Türkiye’ye gelen Suriyelilerin aleyhine olan bazı uygulamaları büyük bir acıyla izlemektedir. Ülkelerini yöneten suç çetesinin ortadan kalkmasını sabırsızlıkla bekleyen Suriyeliler, kendilerini evlerini, çiftliklerini, dükkanlarını terk etmeye iten nedenlerin sona ermesini, zorla çıkarıldıkları şehirlerine, köylerine güven içinde dönebilmeyi beklemektedir.

 Üçüncüsü: Konsey, başta Türkiye olmak üzere tüm sığınma ülkelerinde ikamet eden Suriyelileri kaldıkları ülkenin yasalarına uymaya, güvenliğini korumaya, ev sahibinin haklarına saygı duymaya ve iyi bir komşu olmaya, ırkçılarla temastan kaçınmaya, karşılaştıkları herhangi bir durum için yasal ve resmi yollar arama konusunda girişimde bulunmaya çağırıyor. Konsey, yetkili makamları göçmenlerin durumlarını düzeltmek için yasal yöntemleri kolaylaştırmaya ve kanunları uygularken zulümden Kaçınmaya çağırır.

 Dördüncüsü: İslam dünyası halklarının gönlündeki yeri ile Türk hükümeti; ırkçılıkla ve ırkçılığa çağrı yapanlarla mücadelede attığı övgüye değer adımlarla; Irkçıların göçmenlere karşı işlediği suçları engelleme, kuralları ihlal edenleri sorguya çekme, göçmenlerin düzgün bir yaşam sürmelerine yardımcı olacak yasaları çıkarma ve eğitim, din ve medya kurumları aracılığıyla bir hoşgörü kültürünü yayma umudunu temsil etmektedir. Aynı şekilde, Suriye’nin kuzeyindeki yaşam ve güvenlik durumunun iyileştirilmesi, gönüllü olarak geri dönmek isteyenler için geçici bir sığınak haline getirecektir.

 Sonuç olarak: Suriyeli göçmen özgür ve onurludur, bu nedenle ülkesinde yaşanan haksızlığa boyun eğmemiş, göçü aşağılanmaya tercih etmiştir. Türkiye, hayırsever kurumların olduğu bir ülke olarak vatandaşlar ile göçmenler arasında ayrışmaya yol açan bu tür uyumsuz seslere uygun bir zemin sunması mümkün değildir.

“Allah, samimi olanların ve zulme uğrayanların yanında duranların çabalarını bereketlendirsin. Vel hamdü lillâhi rabbi-l`âlemîn.”

SURİYELİ İSLAM KONSEYİ
Hicri 09 Rebiülevvel 1445 – Miladi 24 Eylül 2023